Diyarbakır’da 2006 yılında sekiz yaşındaki Enes Ata adlı çocuğun ölümüne yol açan ve davanın en önemli delili sayılan gaz fişeğinin adli emanette kaybolmasına ilişkin soruşturmada, ‘zaman aşımı’ gerekçe gösterilerek sorumlu memur hakkında takipsizlik kararı verildi.
Ata ve 14 yaşındaki Mahsun Mızrak’ın ölümüyle ilgili üç polis memuru ‘olası kast sonucu ölüme neden olmak’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanıyor.
Mayıs 2014’te Ata’nın kanıt niteliğindeki elbiselerinin de mahkeme kararı olmaksızın polis tarafından imha edildiği ortaya çıkmıştı.
Başsavcılık, gaz fişeğinin adli emanette kaybolmasına ilişkin iki yıldır yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Savcılık, görevli memur Ş.G. hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan açılan soruşturmada sekiz yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek takipsizlik kararı verdi.
Ata ailesinin avukatı Abdullah Zeytun, sayısız somut delile rağmen davada yargılanan üç polisin de beraat ettirilmek istendiğine dikkat çekti.
Zeytun şöyle konuştu: “Diğer dosyalardan farkı faillerin güvenlik görevlisi olduğu mahkemece de tespit edilmesine rağmen yine de sanıklar tutuksuz yargılanıp halen de görev yapmaktadırlar. Bu dosyada sayısız tanık olduğumuz hukuksuzluklar ve suçlar bulunmaktadır. 11 yıldır devam eden davada, faillerinin tutuksuz yargılanması suretiyle korunması, suçun delillerinin adli emanetten çalınarak delillerin karartılması, AİHM kararına rağmen etkin ve etkili soruşturma işlemlerinin yapılmaması sadece birkaçı. En son olarak da Ata’nın ölümüne sebep olan gaz fişeği parçasının adli emanette çalınması, delilin kaybettirilmesi şeklinde gerçekleşti.”
Gaz fişeğinin ne zaman ve kimler tarafından kaybettirildiği gibi en temel unsurların kararda belirtilmediğini belirten Zeytun, “Savcılığın, gaz fişeğinin adli emanette çalınması suçunu ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle cezasız bırakması mevcut hukukla dahi açıklanması mümkün değildir. Aynı şekilde savcılık suç eşyasını kaybettiren/çalan şüphelinin Enes’in ölümünde fail olabileceği şüphesine bile yer vermemiştir” diye konuştu.
Zeytun, karara itiraz edeceklerini söyledi.
Dihaber’den Deniz Tekin’in haberine göre, 28 Mart 2006’da Diyarbakır’da dört HPG’li için düzenlenen cenaze töreninin ardından kentte gerginlik çıkmış, üç gün süren çatışmalar Batman, Mardin ve Van başta olmak üzere birçok kente yayılmıştı. Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan, “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereken yapılacaktır” demiş, yedisi çocuk 13 kişi hayatını kaybetmişti.