23 Mar
23Mar

Eski İçişleri Bakanı’ndan önemli açıklamalar…

Roboski katliamının yaşandığı dönemin İçişleri Bakanı, MİLAD Partisi Eş Genel Başkanı İdris Naim Şahin, “Benim görevden alınmam konusu çok gizli ve anlaşılmaz değil. Öcalan’ın ‘Faşist bakan görevden aldırılmıştır’ ifadesi, Öcalan’ın Ada’da koğuş arkadaşıyla yaptığı konuşmanın tespiti ve deşifresi olarak internette duruyor” dedi. Şahin, “Yaşanan terör olaylarında, KCK yapılanmasının içinde, KCK’da devletin örgüt üyesi olarak tespit edip, yargılayıp, hapse gönderdiklerinin içerisinde, önemli sayıda, onlarla ifade edeceğimiz, belki de yüzü aşkın, sonradan Milli İstihbarat’ın elemanı veya ajanı olduğunun tarafımıza bildirildiği kişiler çıktı” diye konuştu.

Bugün gazetesinden Seda Şimşek’e konuşan İdris Naim Şahin, “İstanbul’da benim dönemimde değil, 2010’da gerçekleşen bir olaydı. Küçükçekmece’de otobüse molotof kokteyli atılması sonucunda 18 yaşındaki Serap Eser kızımız hayatını kaybetmişti. Otobüse molotofkokteyli atarak, otobüsü kundaklayan kişilerin ne yazık ki istihbarat elemanı olduğu bilgisini edindim. Aynı zamanda istihbarat elemanıydılar” ifadelerini kullandı.

Seda Şimşek’in İdris Naim Şahin’le yaptığı söyleşi şöyle:

Oslo görüşmelerini kim sızdırdı?

KCK sızdırdı.

Niye sızdırdılar?

KCK operasyonları 1 Eylül 2011’ de başlamıştı, bu operasyonlar başladıktan 15 gün sonra sızdırıldı. Benim bildiğim KCK sızdırdı. KCK operasyonlarını durdurmanın bir yolu olarak planladıkları anlaşılıyor. Devletin içinde kafa karışıklığı yaratmak, belki devlet güçlerini birbirine düşürmek için.

Polis tespit etti

Reddettiler kendilerinin sızdırdığını.

Reddettiler ama polis bunu tespit etti, KCK sızdırdı. KCK hücrelerine yönelik operasyonlarda ele geçen belgeler arasında da buna rastlandı ve bu adli suç delili olarak İstanbul Özel Yetkili Mahkeme Savcılığı’na intikal etmişti. O dokümanlar, özellikle Oslo mutabakatı, o görüşmelere ilişkin elde edilen ses kayıtları üzerine Oslo görüşmelerini o dönemde yürüten Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı, sonra MİT Müsteşarı olan kişi bilgi vermeye çağrıldı.

Teslimiyet ve sorumsuzluk

Ne var Oslo’da bu kadar önemli olan?

Bu mutabakatlar çerçevesinde, basına da, kamuoyuna da yansıyan, “Beğenmediğiniz vali, beğenmediğiniz savcı, beğenmediğiniz emniyet müdürü varsa, söyleyin hemen değiştirelim” boşboğazlığı, teslimiyeti veya sorumsuzluğu vardı. Devleti temsilen giden heyette bulunan bir yetkili, kamuoyuna yansıyan şekliyle –ki doğrudur- “Beğenmediğiniz kim var, bildirin, biz gereğini yapalım” diyebilmiş. Kamuoyuna kısmen yansıyan, çok da yankı bulmayan başka bir şey var Oslo’da. Terörle, PKK ile, PKK’nın ortak hareket ettiği başta

DHKP-C, MLKP de dâhil örgütlerle, mücadele eden devlet görevlilerinin, onların tabiriyle “TC görevlileri”nin, yargılanması isteği masaya konulmuş. Bu iddia bir gazetede de yayınlandı.

Yetkililere söyledim

Bu iddiayı teyit ettiniz mi?

Bu iddiayı, bakan olduğum dönemde bilmesi gerekenlerle ve cevaplaması gerekenlerle paylaştım. Bu haberin terörle mücadele eden, hudutta nöbet tutan, pusuda yatan askerimizin, polisimizin cebinde katlanmış vaziyette durduğunu, bu iddianın doğru olduğunu da kabul ederek, bu mücadelenin yürütülmesini üstlendiğimizi söyledim. Bunun doğru olup olmadığının da açıklanması gerektiğini düşündüğümü ifade ettim. Bilmesi, duyması, cevaplaması gerekenlerle bunu konuştum.

Halen cevap bekliyorum

Nasıl bir cevap aldınız?

Halen cevap bekliyorum. Çok basit, saçma bir haber olduğu şeklinde, geçiştirici bir karşılık aldım. Cevap verilemedi.

Bana göre o iddia doğruydu, “bana göre”si fazla. Deşifre olan Oslo mutabakatında bu var. Bugün terörle mücadele eden emniyet mensupları tarumar ediliyorsa, yüzlercesi tutuklanmış, binlercesi görevden ihraç edilmiş, binlercesini emekli etme hazırlıkları devam ediyorsa zaten doğruluğu da ispat edilmiş oluyor.

Ben de yargılanabilirim

Oslo ile ilgili belki kendinizin de yargılanabileceğinizi söylemiştiniz, niçin böyle bir değerlendirme yaptınız?

Teröre mücadele edenlerin yargılanması konusunda pazarlık yapıldığını bildiğim için polislere yönelik 22 Temmuz sahur operasyonları vesilesiyle söylemiştim. İçişleri Bakanı da terörle mücadele ettiğine göre günün birinde o da terörle mücadele ettiği için yargılanan polisler gibi yargılanabilir.

‘KCK içinde yüzlerce MİT elemanı yakalandı’

Hükümet sürecin sürdürülmesi için kamu düzeninin sağlanması şartını koşuyor.

Bu bir trajedidir. Adeta bir “Fetret Devri” yaklaşımıdır. Damat Ferit Hükümeti’ne taş çıkartacak, ona haksızlık edecek derecede bir acziyet, bir zafiyet ifadesidir.

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.
BU SİTE İLE KURULMUŞTUR